HABER .7 .COM son dakika haberleri

27 May 2008

MİMLENMİŞİM




sevgili arkadaşımhttp://esenguldenesintiler.blogspot.com/ şiir dostum arkadaşım beni mimlemiş çok teşekkür ediyorum mimim konusu hayatta saygı duyduğun 3 kadın ama anne abla akraba olmayacakmış birazda uzun anlatılacakmış benim mim sanırım baya uzun oldu 2 kişi yazdım:)

1. TÜRK KIZI SÜMEYYE
(İSLAM’IN İLK KADIN ŞEHİDİ)

Sümeyye (Radıyallahu Anhümâ) hakkında az çok herkesin bir miktar bilgisi sanırım vardır. Çünkü Sümeyye ismi, İslam Tarihi ile ilgili hemen bütün kitaplarda ve diğer eserlerde geçer. Kendisi “Cehaletin Babası” unvanıyla bilinen azılı peygamber ve İslam düşmanı Ebu Cehil’in kölesi iken hidayet dini İslam’ı seçen ve Hz. Peygamber’e inanan ilk Müslümanlardandır. İnancı yüzünden kocası Yasir ile birlikte efendisi Ebu Cehil tarafından işkencelere maruz bırakılmış ve inancında ısrar edince de efendisi tarafından parçal parça edilerek öldürülmüştür. Bu bakımdan Sümeyye, İslam’ın ilk kadın şehidi yani Şehidesi durumundadır. Sümeyye (R.A), bu yönüyle İslam toplumlarında büyük bir yere ve saygıya layık görülmüştür. Müslümanlar, kız çocuklarına ısrarla onun adını vermeye çalışmışlardır. Ayrıca Sümeyye, İslam ülkelerinde camilere adı verilen ender kadın şahsiyetlerden birisidir. Onun bu durumu az çok bilinen bir yanıdır. Ancak onun bilinmeyen önemli bir yanı daha vardır; o da Sümeyye’nin Türk olduğudur. Evet İslam’ın ilk kadın şehidi olan Sümeyye (R.A), öz be öz Türk evladıdır. Zaten Ebu Cehil’in işkencelerine de ancak damarlarında Türk kanı dolaşan bir kadın dayanabilirdi. O da öyle yapmıştır. Efendisinin bütün maddi ve manevi baskısına rağmen inancında ısrar etmiş ve bu uğurda ölümü göze alabilmiştir. O, bir şekilde Türkistan’dan Mekke’ye gelmiş, Yemen asıllı Yasir (Radıyallahu Anhâ) ile evlendirilmiş, sonra da kocası ve oğlu Ammar Bin Yasir ile birlikte işkence yapılarak şehid edilmişlerdir. Onların yaşadığı aile faciası, halen İslam’ın kanayan yaralarından birisi olarak görülmektedir. Çünkü Yasir ailesi, mazlumluğun, sahipsizliğin, garipliğin ve kimsesizliğin sembol ismi olarak durmaktadır ortada. Ayrıca onların durumu Arap ırkçılığının boyutlarını ve Arabın kendisinden olmayanlara ve özelliklede zayıf ve kimsesizlere karşı sergilemiş olduğu hadsiz hudutsuz hoşgörüsüzlüğün çapını göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Eğer Yasir hazretleri Yemen’li, karısı Sümeyye de Türk olmasaydı herhalde bu boyutta bir işkenceye maruz bırakılmaz ve kendilerine bir sahip çıkan bulunurdu. Onlar da tıpkı Habeşli Bilal (Hz. Peygamber’in Müezzini Bilal-ı Habeşî) gibi inançlarından dolayı eza ve cefa görmüş, Bilal’dan bir farkla ki sonunda ailecek katledilmişlerdir.

2.(NENE HATUN)

Nene Hatun, Erzurum'da dogdu. 98 yil Erzurum'da yasadiktan sonra yine Erzurum'da, zatürre hastaligindan hayata vedâ etti. Ölümünden üç ay önce Türk Kadinlar Birligi tarafindan ANNELER ANNESI seçilmisti.

Tarihimizde 93 Harbi olarak anilan 1877 - 1878 Osmanli - Rus Savasi sirasinda, Erzurum'daki Aziziye Tabyasi'nin savunulmasinda kahramanca çalisti. Adini bu sekilde tarihe yazdirdi. Mücâdeleye, küçük yastaki oglunu ve kizini evde birakarak katilmisti. O siralarda 20 yaslarinda genç bir gelindi.

7 Kasim 1877 gününün gece yarisinda, bölge halkindan olan Osmanli vatandasi Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyasi'na girmeyi basarmislardi. Tabyayi koruyan Türk askerlerini öldürdüler. Arkadan gelen Rus askerleri, hiçbir mukavemetle karsilasmaksizin tabyayi ele geçirdiler. Baskindan yarali olarak kurtulmayi basaran bir er, sehir merkezine ulasip kara haberi Erzurum'lulara ulastirdi. Sabah ezanindan hemen sonra minârelerden sehir halkina duyuru yapildi. "Moskof askeri Aziziye Tabyasi'ni ele geçirdi." Bu haber, Erzurum halki tarafindan, vatan savunmasi için emir telakki edildi. Silâhi olan silâhini, olmayanlar; balta, tirpan, kazma, kürek, sopa ve taslari ellerine alarak Tabya'ya dogru kosmaya basladi. Kadin - erkek tüm Erzurum halki yollara dökülmüstü. Kosanlar arasinda, erkegi cephede çarpisan bir tâze gelin de vardi. Agabeyi bir gün önce cepheden yarali olarak gelmis ve kollarinda can vermisti . Üç aylik bebegini emzirmis, "Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emânet ediyorum." Diyerek vedâlastiktan sonra birkaç saat önce ölen agabeyinin kasaturasini alarak sokaga firlamisti.

Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyasi'na dogru kosuyordu. Tabyaya yerlesmis olan Rus askerleri, gelenlere yaylim atesi açti. Ön siradakiler o anda sehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararli ve hizli olarak ileri atildilar. Demir kapilar kirilip içeri girildi. Bogaz bogaza bir savas basladi. Mükemmel silâhlarla donanmis Moskof ordusu, baltali - tirpanli, tasli - sopali egitimsiz halk karsisinda ancak yarim saat tutunabildi. 2300 Moskof öldürülüp, Tabya geri alindi. Türkler, 1000 kadar sehit vermislerdi.


Hemen yaralilarin tedâvisine baslandi. Nene Hâtun da yaralilar arasindaydi. Fakat o yarasina aldirmiyor, evindeki bebegini unutmus, diger yaralilarin kanini durdurabilmek, yaralarini sarmak için çirpiniyordu. Nene Hâtun böyle bir ortamda tanindi ve saygi ile sevildi.

O'nun, vatan için gece baslayan mücâdelesi, tüm düsman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karis topraginda cephâne tasiyarak, yaralilara hemsirelik yaparak, yemek pisirerek, su dagitarak, hizmetten hizmete kosarak destanlasti. Gazi Ahmet Muhtar Pasa'nin zaferinde Nene Hâtun'un ve O'nun vatan askini paylasan sivil insanlarin da payi vardi.


Savastan sonra da Nene Hâtun, destan kahramanlarina yarasir bir asâletle yasadi. Kendisini ziyâret eden NATO'da görevli Amerika'li subayin bir sorusuna: "O zaman vazifemi yapmistim. Bu gün de ilerlemis yasima ragmen ayni hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim." cevabini vermisti.

İntikam yemini etti !!Nene Hatun yıllar sonra gazetecilere, Ruslar'a karşı yaptıkları mücadeleyi şöyle anlatmıştı: '...Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden 'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diye and içtim. Yavrumu Allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfengini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk. Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu.'

e sıra bende bende mimleyeyim arkadaşlarımı kabul ederlersesevgili http://akasyakokusu.blogspot.com/
vehttp://kelebeklisaniyeler.blogcu.com/mimliyorum ve kolay gelsin arkadaşlar

8 yorum:

Naşide Dönmez dedi ki...

canım nasılsın ne zamandır ugrayamıyorum çoook yogunum.ama asla sizleri unutmuyorum bu akşam fırsat bulunca gelip yorum yazayım dedim.sevgiler.

Naşide Dönmez dedi ki...

canım nasılsın ne zamandır ugrayamıyorum çoook yogunum.ama asla sizleri unutmuyorum bu akşam fırsat bulunca gelip yorum yazayım dedim.sevgiler.

rümeysaninrüyasi dedi ki...

canımcım saolasın çok iyyim alaha şükür biraz daha bloğa zaman ayıra bilsem çocuklardan evden bende çok fırsatım olmuyor çok teşekkürler ziyaretin için

şengül dedi ki...

rumeysacım sanada hayırlı olsun bende cavap verdim yazını okudum çok güzel kalemine eline sağlık canım

Adsız dedi ki...

canim merhaba yaa,inan bilgisayarim bozuk halen kutumu bekliyorum,insallah gelir biktim interneti açamiyorum çok zor oluyor.
beni mimlemisin saol gulum dusundugun için ama bu baya bir zor soruymus baya bi dusunmem lazim simdi,senin seçtiklerin çok onemli isimler,aynisi olmamasi lazim akrabada yazamayizmis offfff çok zorrrr,yine sana tesekkur ediyorum ama bir dusuneyim,seni kocaman optum,kendine iyi bak.

kelebeklisaniyeler.blogcu.com

anneminkizıyim dedi ki...

Merhabalar Rümeysacigim,
cok güzel iki örnek tüek kadinini bizlerle paylasmissin, ellerin dert görmesin, yüregine saglik canim. Bu yazialari okurken ürperdim, gözlerim doldu. Bu vatanin insani cook kutsaldir, Allahim hep korusun, bu imani icimizden koparmasin, sevgiler.....

akasyakokusu dedi ki...

merhaba canım bir fırsat geldim..mimi görünce hatırladım canımsın saol bitanem..çocukların telaşına düştüm aklıma bişey gelince di,ğeri uçuyor:((neysede nenehatun u kendim bildim bileli sayar vede saygı duyarım..benim babamda erzurumlu.taa çocukluktan kalmış bir isim beynimde benim.biraz düşüneyim bakayım ana haber veririm.birkaç gün içinde gelemem tekrar yarına misafirim var.eşim çocukları ankaraya kontrole götürdü c.tesi gelirler nasipse..ona göre zaman ayarlarım artık..
görüşmek üzere sevgiler.

RUMEYSA dedi ki...

ayy buralar herkeste bi mimdir sürüyooo :)

bayıldım yaa bir sürü yeni hayatlar öğrendim